Ana içeriğe atla

Mezun Mesajları

Mezunlarımızdan Sizlere Mesaj Var!

İstanbul Kültür Üniversitesi mezunlarımız hikayelerini sizler için kaleme aldılar.

Çağla Zamur - İKÜ Çocuk Gelişimi Mezunu

Ben Çağla Zamur, İstanbul Kültür Üniversitesi Çocuk Gelişimi Programı mezunuyum. Okul öncesi öğretmeni olarak çocukların hayatlarına dokunma şansı yakaladım. Üniversitemi seçerken her açıdan çok yönlü olmasını istedim.

Tercih döneminde “Kültür Üniversitesi bana neler katabilir?” diye kendime sordum ve özellikle beni geliştirecek alanlarda ne kadar ilerlemiş olduğunu görerek tercihimi yaptım. Birçok insan bu mesleğe başlarken kendilerine bir kaçış yolu ararlar. “Yapamam”, “Çok zormuş”, “Bu gerçekten sabır işi” derler ama unutmasınlar ki, bu yolun sonu aydınlık.

Bu mesleğe olan inancımı korumamda üniversite hocalarımın desteği ve aldığım derslerin katkısı oldukça fazla oldu. Benim için başarı, insanların keyif aldığı ve daima hedefine ulaşmaktan vazgeçmeyeceği mesleği seçmesidir.

Ben “Üniversite hayatımda hiç yapmam dediğim şeyleri” Kültür Üniversitesi’nin benim içe dönük halimi dışa vurmama yardımcı olmasıyla gerçekleştirdim. Üniversiteyi sadece okuyup bitirmek için değil, insana kattıklarıyla bir bütün olarak düşünmek gerekir. Ben de bu süreçte Dans Kulübü faaliyetlerinde ve çeşitli aktivitelerde görev alarak birçok yeteneğimi keşfetme şansı yakaladım. Benim amacım dansı olabildiğince yaymak ve kolay pes etmemeyi göstermekti. Bence başarıya giden yol “Kültürden”, pes etmemekten ve inanmaktan geçer. Bunlar oldu mu, yolun sonu aydınlık demektir.

 

Özge Çetinkaya - İKÜ Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Mezunu

Benim İstanbul Kültür Üniversitesi ile yolum 2013 yılında kesişti. Liseyi küçük bir şehirde okudum, mezun olduktan sonra her öğrenci için zorlu bir dönem olan üniversite tercihlerimi yapıyordum. Sınava hazırlanırken aklımda olan tek bölüm Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık ve okumak istediğim şehir de İstanbul idi. Üniversite hayatımdan beklentim akademik bilgi öğrenmenin yanında sosyal anlamda beni geliştirmesi, farklı bakış açıları kazanmamı sağlamasıydı. Tercih döneminde seçebileceğim üniversiteleri araştırdım. İstanbul Kültür Üniversitesi’nin eğitime bakış açısı, Kültür Koleji gibi köklü bir eğitim geçmişinin olması benim için önemli bir referans oldu ve Kültür Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü’nü tercih ettim.

 

Dört yıllık üniversite hayatımı,  en dolu ve verimli şekilde geçirdiğimi düşünüyorum. Akademik olarak bölüm hocalarımız bizi desteklediler ve mesleğe hazırlanma sürecinde bölümümün çalışma imkanı olan pek çok alanda staj yapma olanağım oldu. Böylelikle mezun olduktan sonra çalışmak istediğim alana karar verdim. Bunun faydasını en çok mesleğe başladığım zaman anladım. Üniversite birinci sınıftan itibaren üniversitenin Kurumsal İletişim Daire Başkanlığı’nda çalışmaya başladım. Burada çalışmak benim insanlarla iletişimimi güçlendirdi ve sosyal çevremi genişletti. Üniversite hayatım boyunca çeşitli sosyal sorumluluk projelerinde görev aldım ve kendim projeler oluşturdum. Üniversite dördüncü sınıfta arkadaşlarımla birlikte “PDR ve Özel Eğitim Farkındalık Günleri”ni düzenledim ve 2018 yılında Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği’nin düzenlediği PDR Zirvesinde PDR’de İyi Örnekler Ödülleri’nde birincilik ödülü ile onurlandırıldım.

 

Şu an Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir kamu kurumunda psikolojik danışman olarak çalışıyorum ve “İyi ki yolum İstanbul Kültür Üniversitesi’nden geçmiş” diyorum.

 

Ecemnur Yavuz - İKÜ İngiliz Dili ve Edebiyatı Mezunu

İstanbul Kültür Üniversitesi 2018 mezunlarından biri olarak üniversite hayatımı düşündüğümde dolu dolu geçirdiğim ve bitmesini hiç istemediğim 4 sene gözümün önüne geliyor. Kültür Üniversitesi’nde okumaya karar verme sürecim oldukça hızlı gerçekleşmişti. Tercih döneminde okula girdiğimde beni karşılayan Kültür Elçileri’yle tanışmamla başladı her şey. Tabii sonradan benim de bir “Kültür Elçisi” olacağım hiç aklıma gelmemişti o zamanlar. Ardından İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü hakkında hem hocalarımdan aldığım bilgilerin hem de duyduklarımın bende yarattığı heyecan ışığında karar vermiş oldum.

İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne başladıktan sonra hayatımda çok fazla değişiklik yaşadım. Geçirdiğim bu 4 yıllık süreç ne yapmak istediğimi, nerede olmak istediğimi şekillendirdi diyebilirim. İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nün yanında Uluslararası Ticaret Bölümü’nde yandal yaptım. Üniversitem kendimi geliştirebilecek çok fazla imkân sunduğundan elimden geldiğince hepsini değerlendirmeye çalıştım. Yıllar geçtikçe ne kadar doğru bir seçim yaptığımdan da emin oldum. Her zaman aktif bir öğrenci olmaya çalışarak bölüm içerisinde yapılan etkinliklerde olabildiğince görev aldım. 4 yıl boyunca yapılan tüm workshop ve seminerlere katıldım, görev aldım. Üniversiteye başlamadan önce hep aklımda olan Erasmus değişim programını da bu 4 senelik serüvenime sığdırmayı başardım. Üçüncü sınıfta Erasmus ile Almanya’nın Trier Üniversitesi’ne gittim. Orada hem akademik hem de sosyal olarak müthiş keyif aldığım bir dönem geçirdim. Uluslararası öğrenci kulüplerine katılarak gönüllü olarak Türkçe dersleri verdim ve hala Erasmus günlerimi çok özlüyorum. Döndükten sonra parçası olmaktan büyük keyif aldığım “Literature on Stage” dersi sayesinde ilk tiyatro deneyimimi de yaşamış oldum. Şimdilerde bu süreçte öğrendiklerimi kendi öğrencilerimle yeniden deneyimliyorum.

Akademik kazanımlarımın yanında Kültür Üniversitesi’nde olmaktan en keyif aldığım bir diğer nokta ise Kültür Elçiliği oldu. İkinci sınıfta tesadüfen görüp başvurduğum bu görev, 3 sene boyunca benim için harika bir deneyim oldu. Birçok insanla tanışıp birçok etkinlikte görev aldım bu sayede. Birbirinden farklı organizasyonlar düzenledik ama en önemlisi hep eğlenerek çalışmamızdı. Kurumsal İletişim Daire Başkanlığı sayesinde TEDx Konferansları için altyazı hazırladım, çeviri yaptım. Mezun olmamın üzerinden 2 yıl geçmiş olsa da hala her fırsatta okulumu ziyaret etmeye can atıyorum. Muhteşem bir 4 yıl geçirmemi sağlayan bölüm hocalarıma, arkadaşlarıma ve tabii ki Kurumsal İletişim Daire Başkanlığı’na sevgilerimi gönderiyorum. İyi ki Kültürlüyüm!

Gizem Yılmaz - İKÜ Türk Dili ve Edebiyatı Mezunu

Benim Kültür ile tanışma hikâyem Sakarya Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde okurken, aslında öğrenim görmek istediğim bölümün Türk Dili ve Edebiyatı olduğunu fark etmemle oldu. Üniversite tanıtım günlerinde birçok okulu gezme fırsatı buldum. Kültür’ün tanıtımında öğrenci ile bire bir ilgilenilmesi, bölüm hocalarının öğrencinin düşüncelerine önem vererek bir rota çizmesinin yanında kendi bölümüm başta olmak üzere akademik kadrosunun çok güçlü olması fikrimi netleştirmemde yardımcı oldu. Kitaplarını okuduğumuz isimlerin derslerimizde hoca olarak karşımıza çıkacağını bilmek beni çok heyecanlandırmıştı. Başka üniversiteden gelmenin dezavantajları ile “Acaba yapabilir miyim?” sorusunu sürekli kendime soruyor ve endişeleniyordum. Okumak istediğim bölümün zorluğunu düşünürken okulu gezdiğim sırada dersime girecek hocaların yanında bölümü okuyan öğrencilerle konuşma fırsatım oldu. Öğrenciler bu konuda daha realist olduklarından duyduklarım sonucunda çok huzurlu bir şekilde okuldan ayrıldım. Bir şekilde Kültür ile bağımın oluştuğunu hissediyordum.

İlk tercihim olan Kültür Üniversitesi’ne başladıktan sonra ilk yılımda tanıtım günlerinde bizimle ilgilenen öğrenci topluluğu olan Kültür Elçileri’nin arasına girdim.  Bu ekip sayesinde hem okulda çalışma fırsatı buldum hem de birçok bölümden sayısız arkadaş edindim.

Aynı zamanda öğrenci kulüplerinin aktifliği, düzenledikleri geziler, sosyal sorumluluk projeleri, özel günler gibi etkinliklere dâhil olmaya başladım. Daha ilk senemde birçok gezi ve proje içerisinde yer aldım. Bu açıdan Kültür, üniversite döneminin sadece eğitiminden ibaret olmadığını çok güzel bir şekilde bana öğreten bir kurum.

Üniversite eğitiminde en önemli unsurlardan biri olan öğretmen-öğrenci ilişkisi, öğretmenin öğrencinin yanında durması, derslerde eksik kalan yerleri zaman gözetmeksizin öğrenci anlayana kadar çaba göstermesi ve arkadaş gibi olmaları Kültür kadrosunun kalitesinin en belirgin özelliklerinden biri.

Okula girdiğim ilk seneden itibaren mezun olana kadar Bölüm Temsilciliği görevimin yanında Edebiyat Kulübü Başkanlığı görevini aldım. Okulumuzun da desteğiyle editörlüğünü üstlendiğim “İstasyon” adlı bir dergi çıkardık. Yine okulumuzun düzenlediği TEDxİKÜ etkinliğinde görevli olarak çalışma şansını yakaladım. Mezun olduktan üç ay sonra üniversitemde sınav ve mülakatlar sonucunda yüksek lisansa kabul aldım. Şimdi ise yüksek lisansta ders dönemimi bitirdim ve tez dönemime başlamış bulunmaktayım. Öğretmenlik stajımı yapabileceğim en iyi okullardan birinde yapma imkanını sağlayan üniversitem, mezun olduktan sonra yabancılara Türkçe öğretme birimi olan TÜMER’de bana öğretmenlik yapma fırsatı verdi. Şimdi mezun olduğum üniversitemde yaklaşık bir yıldır Öğretim Görevlisi unvanıyla çalışmaktayım.

Mustafa Kemal’in de söylediği gibi, “KüItür; okumak, anIamak, görebiImek, görebiIdiğinden anIam çıkarmak, ders aImak, düşünmek, zekâyı eğitmektir.” Bize bu tanımlamanın tamamını hem öğrencisi hem de eğitimcisi olduğum sürede veren okuluma teşekkür ediyorum.

Gözde Dinç - İKÜ Bilgisayar Mühendisliği Mezunu

Çocukluğumdan beri hayalim iyi bir mühendis olmaktı. Her zaman insanlara yararlı olabilmek ve ihtiyaçlara yönelik çözümler üretmek benim için oldukça önemliydi. Hayalimi gerçekleştirebilmek için okul seçimi yaparken, yeteneklerimi geliştirebilmenin yanında güçlü akademik kadro ve okul faaliyetlerini göz önünde bulundurarak Kültür Ailesi’nin bir üyesi olmaya karar verdim ve zaman ilerledikçe verdiğim kararın ne kadar doğru olduğunun farkına vardım.

Okul hayatım boyunca birbirinden değerli hocalarımın bilgi birikimden yararlanıp arkadaşlarımla birçok zorlu projeye imza attık. Aldığımız teorik eğitimi, laboratuvar çalışmaları ile pratiğe dökerek geliştirdiğimiz projeler, bizi çalışma hayatına hazırladı. Okul hayatının sadece sınavdan ibaret olmadığını, sosyal çevremi geliştirerek, çeşitli kulüp etkinliklerine ve organizasyonlara hem katılarak hem de bu etkinlikleri düzenleyerek hiç unutamayacağım deneyimler gerçekleştirdim. Aynı zamanda, yaz tatillerinde İstanbul Kültür Üniversitesi’nin Tercih Günleri’nde gönüllü olarak çalıştım. Bu çalışmalar sayesinde birçok insanla tanışarak değerli dostluklar kazandım ve kişisel bilgi becerimle birlikte, iletişim konusunda kendimi oldukça geliştirdiğimi söyleyebilirim.

Zor ve oldukça yoğun bir bölümde eğitimimi devam ettirmeme rağmen, hocalarımın bilgi birikimleri, bireysel ve arkadaşlarımla ortak olarak geliştirmiş olduğum projeler sayesinde analitik ve teknik yeteneklerimi, zaman yönetimi, etkili iletişim, takım çalışması ve liderlik becerilerimi geliştirdim. Geliştirmiş olduğum beceriler sayesinde, 410 bini aşkın çalışanı ile 170 ülkede faaliyet gösteren köklü bir şirket olan IBM'de çalışmaya başladım. Kültür’de edindiğim bilgi birikimi, çalışma hayatımda bana oldukça yarar sağladı. Alanımda kendimi daha da geliştirebilmek ve uzmanlaşabilmek için Bilgisayar Mühendisliği Tezli Yüksek Lisans programında eğitimime devam ettim. Değerli danışman hocamın önderliğinde "Smart Home Security with the use of WSNs on Future Intelligent Cities" başlıklı akademik makalem IEEE tarafından yayımlandı. Aynı zamanda proje ve makalemi, 7th International Istanbul Smart Grids and Cities Congress and Fair (ICSG) Konferansında sunarak, güzel ve değerli bir tecrübe edindim. Kısacası hayalimi gerçekleştirirken, üzerimde emeği olan değerli hocalarıma, arkadaşlarıma ve Kültür Ailesi’ne teşekkürü borç bilirim.

Hayalim "Başarılı bir mühendis" olabilmekti ve bu hayalimi Kültür ile gerçekleştirdim.

Barış Taşpınar - İKÜ Elektrik-Elektronik Mühendisliği Mezunu

Elektrik-Elektronik Mühendisliği 2020 dönem mezunuyum. Aslına bakarsanız okul yıllarım çok kolay geçmedi. 2013 Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Endüstriyel Otomasyon Programı’nda ön lisans öğrenimimi tamamladım. İstanbul Kültür Üniversitesi’ne geldiğimde beni zorlu bir macera bekliyordu. Meslek lisesi çıkışlı olduğum için integral ve türev gibi konularda eksiklerim olduğunu biliyordum. Bölümdeki arkadaşlarım bu konularda benden birkaç adım öndeydiler. Üniversitedeki hocalarımın desteği ve kendi çalışmalarımla bu alandaki eksiklerimi hızlı bir şekilde kapattım.

Üniversite hayatım boyunca bu yoğun ders temposunun yanında Kültür Elçisi olarak birçok farklı bölümden öğrencilerle arkadaşlıklar kurma şansını yakaladım. Ekip arkadaşlarım ve Kurumsal İletişim Daire Başkanlığı ile hemen ısındık ve etkinliklerde birlikte keyifle çalıştık. Üniversite hayatım boyunca futbol takımında yer aldım, öğrenci kulüplerine üye oldum ve konser, tiyatro gibi birçok farklı etkinliğin de bir parçası olma şansını yakaladım. Son sınıfa geldiğimde artık meslek hayatına atılmam gerektiğini düşündüm. Şans yüzüme güldü ve Kültür Üniversitesi öğrencilerinden kurulu kadrosuyla SSID GLOBAL şirketinden staj teklifi aldım. Şu an SSID GLOBAL'de tam 1 senedir çalışıyorum ve şirketin Elektronik Mühendisliği departmanının ekip lideriyim. Burada çok ciddi bir şekilde kendimi geliştirme fırsatı buldum ve tabii ki de birbirinden değişik projelere imza atıp, yöneticilik yaptım. Kültür Üniversitesi bana çalışma ve sosyal hayatımda çok şey kattı.

 

Büşra Yılmaz - İKÜ Mimarlık Mezunu

İstanbul Kültür Üniversitesi Mimarlık Bölümü 2018 dönem mezunuyum. Mezun olduktan sonra okulumun düzenlediği Erasmus+ Staj hareketliliği sayesinde burslu olarak üç ay Çekya’nın Prag şehrinde bir mimarlık ofisinde staj yapma şansı elde ettim. Bu sayede bölümümü hem dilimi geliştirdim hem de farklı bir ülkede kendi sektörümde çalışma şansı elde ettim. Ülkeye döndükten sonra dış cephe üretiminde hizmet veren bir firmada iş hayatına başladım ve şu anda BIM mimarı olarak görev alıyorum.

Aldığım bilgisayar destekli tasarım eğitimleri sayesinde kendimi BIM mimarı olarak geliştirmemin alt yapısını üniversite yıllarında atmış oldum. Gelişen teknolojileri takip etmek ve bu alana yönelmek günümüz dünyasında mimarlık için de önemli bir yere sahip.

Mimarlık, yoğun bir eğitim süreci ve atölye çalışması gerektiriyor. Çoğu zaman okulumuzda yer alan mimari tasarım stüdyolarını ve maket atölyesini çalışmalarımız için ders süreci dışında maketlerimizi ve çizimlerimizi yapmak için aktif olarak kullanma şansı elde ettik. Bu sayede arkadaşlarımla beraber rahatça çalıştım ve birçok güzel anı biriktirdim.

Eğitim hayatımın yanında Kültür Elçisi olarak tercih aşamasındaki arkadaşlarımıza hem bölümü hem de üniversite yaşamını tanıtma görevini üstlendim. Bu sayede hem ekibimden farklı bölümlerde okuyan arkadaşlar edindim hem de birçok kişi ile iletişim kurma şansı elde ettim.

Müge Küçükler - İKÜ Uluslararası İlişkiler Mezunu

Kültür Ailesi’ne 2013 yılında katıldım. Ablam da Kültür Üniversitesi’nden mezun olduğu için Kültür Üniversitesi’nin sunmuş olduğu olanakları, üniversitenin eğitim yaklaşımını, ayırt edici özelliklerini önceden biliyordum. Zorlu sınav süreci içerisinde tercih edeceğim üniversite belliydi ama bölüm konusunda kararsızdım. Tercih Günleri’ne katılarak kararımı netleştirdim. Gerek kadrosu gerekse geliştirici etkinlikleri, kariyer hedefim için Uluslararası İlişkiler Bölümü olduğuna böylece karar verdim. Hem öğrenci hem de mezun gözüyle baktığımda ne kadar doğru bir karar verdiğimi daha iyi anlıyorum. Kültür Üniversitesi öğrencisi olduğum sürede Erasmus programına katılarak yurt dışında eğitim görme fırsatım oldu. Bu imkân belki de bir daha yaşama fırsatımın olamayacağı deneyimlerin ve avantajların hepsini bir arada sundu. Yurt dışında eğitim almanın ve farklı kültürleri tanıyıp bir arada yaşama tecrübesini edinmemin yanı sıra, tek başıma bir birey olarak yaşamayı öğrendim. Kampüs hayatında ise kendimi geliştirebileceğim kulüpler ve imkânlar mevcuttu. Öğrendiklerim ve kendime kattıklarımla beraber artık her şeye farklı gözle bakıp yorumlayabiliyorum. Edindiğim tecrübelerim, hayatıma katabildiğim her şey için “İyi ki Kültür’de karar kılmışım” diyorum. Kültürlü olmak ayrıcalıktır.

 

Simon Gevez - İKÜ Uluslararası Ticaret Mezunu

Herkesin içinden geçtiği yoğun tercih maratonundan sonra ani bir karar ile bölüm hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadan kapısından girdiğim Uluslararası Ticaret Bölümü’nden, sektörün içinden gelen hocalarımdan öğrendiklerim sayesinde iş hayatına hazır, bölümünü çok seven bir birey olarak çıktım. Sadece bununla değil, üniversite ortamına alışmakla geçen ilk senemin sonunda dahil olduğum Kültür Elçileri ekibiyle okul içinde ve dışında daha sosyal bir birey olma yolunda da en önemli adımlarımı attım. Şu an kendi alanımda 1 yıllık iş tecrübesine sahibim ve dönüp arkama baktığımda pek çok güzel anı ve teşekkür edeceğim onlarca güzel insan ve bana çok değerli kişiler kazandıran üniversitemi görüyorum. Kültürlü olmak ayrıcalıktır.

Atakan Köken - İKÜ Hukuk Mezunu

Benim Kültür hikâyem çok eskiye dayanır. 2009 yılında Kültür2000 Koleji’nden okul ikincisi olarak mezun olduğumda benden mutlusu yoktu. Haliyle de Kültür ile aramda hiç kopmayacak bir bağ oluştu ve 2013 yılında İKÜ Hukuk Fakültesi öğrencisi olduğumda doğru bir tercih yaptığımın farkındaydım. İKÜ Hukuk Fakültesi’nin güçlü akademik kadrosu sayesinde çok iyi bir hukuk eğitimi aldım. Hukukun uluslararası boyutunu da anlamak için Kültür’ün sunduğu yurtdışı olanaklarından faydalanarak Ruhr Universitaet Bochum’da iki dönem boyunca Erasmus+ değişim öğrencisi olarak bulundum. Bu sayede yabancı dilimi de geliştirdim ve dünyanın dört bir yanından insanlar tanıyarak farklı kültürleri tanıma imkânı buldum.

Erasmus+ programını tamamlayıp Kültür’e geri döndükten sonra deneyimlerimi üniversite seçimi yapacak adaylara anlatmak için Kurumsal İletişim Daire Başkanlığı’nda Kültür Elçisi olarak çalıştım. Tercih yapacak adaylara üniversite hayatını ve hukuk eğitimini anlatarak yardımcı olmaya çalıştım.

İKÜ Hukuk Fakültesi tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen İzmir İnsan Hakları Akademisi’ne katıldım. Farklı hukuk disiplinlerinden gelen hukuk öğrencileri ve akademisyenler ile hukukun insan hakları boyutunu tartışma imkânı buldum. Akademide sunduğum bildiriler ise İKÜ Hukuk Fakültesi’nin resmi yayın organı olan Fasikül dergisinde yayınlandı.

Kültür’deki son yılımda Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Jean Monnet Burs Programı’na başvurdum. Yazılı sınavı geçerek bursu almaya hak kazandım. Şu anda Trinity College Dublin’de International and European Business Law alanında yüksek lisans yapmaktayım.

Kültür güçlü akademik kadrosu ve yurtdışı bağlantıları ile yaşattığı dinamik öğrencilik hayatı sayesinde geleceğimi şekillendirmemde önemli rol oynadı. Her ne kadar şu anda Kültür’den fiziken uzak olsam da onunla kurduğum bağ hala çok güçlü.

 

Merve Kinin - İKÜ Moleküler Biyoloji ve Genetik Mezunu

Kültür Ailesi ile tanışmam tam 10 yıl önce gerçekleşti. Liseye geçtiğim zaman ailemin de okuduğu hatta sonrasında teyzemin öğretmenlik de yaptığı Kültür Koleji’nde yolculuğum başladı. Lisede geçirdiğim 4 yıl içerisinde spor, sanat, sosyal ve kültürel aktivitelerin yanı sıra İngilizce eğitimi ve rehberlik ile ve tabii ki derslerim konusunda her zaman yanımda olup beni ileri taşımaya çalışan ve her adımımda benimle yürüyen bir aileye sahip oldum. Bu süreçte özellikle biyoloji ve doğa bilimlerine olan ilgim bu alan üzerine yoğunlaşmamı sağladı; böylece tercihimi kaynaklarından ve eğitiminden emin olduğum İstanbul Kültür Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nden yana kullandım.

Hızlı bir adaptasyon süreci sonrasında okuldaki birçok etkinliğe katılma şansı elde ettim. Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü teorik bilginin yanında pratik bilginin de oldukça önemli olduğu bir bölüm. Bu anlamda okulumda her birimizin ayrı mikroskop kullanabilmemiz laboratuvar derslerinde her şeyi bireysel olarak deneme şansı tanıdı. Gerektiğinde bir deney düzeneğini kurabilmek ve öğrenci laboratuvarında çalışarak bir staj hatta bir iş niteliğinde tecrübe elde edebilmek benim için büyük bir şanstı. Lisede olduğu gibi burada da bir aile gibi olduğum bölüm hocalarından her konuda yardım talep edebildim ve desteklerini gördüm. Teorik bilgiyi sadece anlatmakla kalmayıp düşünmemize, neden-sonuç ilişkisi kurmamıza, mantığını kavramamıza özen gösterdikleri ve ezberci sistemden çıkmamız ve konfor alanımızın dışında düşünmeyi teşvik ettikleri için hocalarıma ayrıca müteşekkirim.

Kültür’ün sosyal iklimi neredeyse herkesi tanımama ve kocaman bir çevre edinmeme de olanak sağladı. Alan dışı aldığım İspanyolca dersi sayesinde bildiğim diller kısmına bir yenisini ekledim. Okulun her yıl düzenlediği fakülteler arası spor turnuvalarına katılarak madalyalar kazandım. Akıngüç Oditoryumu’nda sayısız tiyatro ve konsere katıldım. Aldığım eğitimle iş görüşmelerinde avantaj sağladım, hatta başvurduğum işlere kolayca girdim.

Bunun yanında Erasmus ile yurt dışında staj yapma fırsatım oldu. Hatta yazları boş zamanlarımda Kültür Elçileri’ne katılarak öğrenci işlerinde part-time görev aldım ve tecrübe kazandım. Okulumuzun düzenlediği sayısız konferansta tanıştığım kişilerle iş hayatım için geniş bir networking alanı yarattım. 2018’de mezun olarak Kültür Ailemin ve mezunlar derneğimizin desteği ile profesyonel hayata adımımı attım. Şimdi bir ilaç şirketinde Klinik Araştırma Koordinatörü olarak çalışıyorum. Okul hayatım boyunca yaşadığım her deneyimin ve bana kattığı her taşın yolumu aydınlattığını görüyor ve Kültür Ailesi’nin bir parçası olduğum için gurur duyuyorum.

Berker A. Gonca - İKÜ Psikoloji Mezunu

İstanbul Kültür Üniversitesi ile yolum başka bir üniversitede 2. sınıfımı bitirdikten sonra aldığım yatay geçiş kararı ile kesişti. Şimdi geriye dönüp baktığımda bu geçişin hayatımın en kritik ve en doğru kararlarından birisi olduğunu görebiliyorum. Yatay geçiş yapanlar bilir; yatay geçiş ile başka bir üniversiteye geçmeniz durumunda tüm burslarınız silinir. Benim de önümdeki en büyük engel burslarımın sıfırlanacak olmasıydı. Bu nedenle geçiş öncesi durumumu bildiren bir dilekçe yazıp Öğrenci İşlerine teslim etmiştim. Mütevelli Heyeti de dilekçemi değerlendirip bana üniversite içi işlerde görev almam karşılığında burs sağlayabileceğini bildirdi. İşte burası üniversite hayatımı olumlu yönde değiştiren bir başka viraj oldu.

Kültür’e geçtikten sonra kısa süre içerisinde uzun süredir pasif durumda olan İKÜ Psikoloji Kulübü’nü tekrar kurduk ve kulüpte 4 dönem boyunca başkanlık görevinde bulundum. Üniversite yıllarımın en keyifli anılarını da bu süreçte biriktirdim. Arkadaşlarımla birlikte pek çok seminer, çalıştay ve söyleşi düzenledik. Benim için hem eğlenceli hem de çokça geliştirici deneyimler sundu. Öte yandan daha önce de bahsettiğim üniversite içi işlerde çalışmam için Kurumsal İletişim Daire Başkanlığı’nda görevlendirildim. Buradaki o güzel ortamı kelimelerle tarif etmek gerçekten çok zor. Herkesin keyifle görev aldığı ve eğlenerek çalıştığı, iş dışındaki iletişimin ve samimiyetin de yüksek olduğu bir ortam. Burada görev almak hem çevremin çokça genişlemesine hem de birçok işi deneyimlememe aracı oldu. Kültür Elçileri ile unutamayacağım anılarım oldu. Hatta bir reklam filminde bile oynadım, hala açar arada izlerim.

Akademik kadronun da mesleki gelişimime katkısından bahsetmek ve fırsat bulmuşken tüm hocalarıma tekrar teşekkür etmek istiyorum. Psikoloji alanında en önemli konulardan birisi şüphesiz ki etiktir. Kültür Üniversitesi’nde aldığımız Etik İlkeler dersinin önemini ve hocalarımızın etik ilkeler konusundaki tutumlarının değerini mezun olduktan sonra daha iyi anladım. Ayrıca burada eğitim hayatım süresince aldığım dersler kapsamında birçok araştırma ve makale hazırladım. Son sene ise bitirme tezimi jüriye sunarak mezun oldum. Bu çalışmalar bir bilimsel çalışmanın nasıl hazırlanacağı ile ilgili tüm süreçleri bilerek, deneyimleyerek mezun olmamı sağladı ve hem mesleki hayatımda hem de eğitim hayatımın devamında -yüksek lisansta- bana büyük kolaylıklar sağladı.

İstanbul Kültür Üniversitesi ile bağım mezun olduktan sonra da kopmadı. Sınıf arkadaşlarım S. Hakan Uzunlar, Taner Türker ve Burak Yıldız ile beraber ortaya çıkardığımız Psikoloji Ağı projesi için İKÜ Teknoloji ve Proje Destek Birimi’nin Kuluçka Merkezi Koordinatörlüğünce düzenlenen fİKÜr 2017 çağrısına başvuruda bulunduk ve kabul edildik. Burada Kültür Üniversitesi’nin bize sunduğu imkanlar ve vizyonla birlikte fikrimizi bir girişime çevirdik. Uzun süre Kültür Üniversitesi tarafından sunulan ofiste girişimimizi geliştirme imkanı yakaladık. Sürecin sonunda ise jüri sunumlarının ardından gerçekleşen yarışmada 3.’lük ödülünü alıp girişimimizi gerçekleştirmek adına önemli bir fırsat yakaladık.

Uzun lafın kısası İstanbul Kültür Üniversitesi denildiğinde aklıma birkaç dersten çok daha fazlası geliyor. Burası benim için yalnızca bir üniversite değil, hayatıma inanılmaz dokunuşlar yapan, beni büyüten, geliştiren bir ev gibi. İşin en güzel kısmıysa aradan seneler de geçse İstanbul Kültür Üniversitesi’ni arkanızda bir destek olarak görebilmeniz.

Seni özlemle anıyorum İKÜ…

Buse Üstüncan - İKÜ İletişim Sanatları Mezunu

İstanbul Kültür Üniversitesi’ndeki maceram 2014 senesinin üniversite tercih döneminde, lisedeki rehberlik hocamın “Bence tanıtım gününe bir gidip görmelisin.” yönündeki tavsiyesi ile başladı. Kapıdan girer girmez içeride ne kadar büyük bir ailenin olduğunu gördüm ve bu ailenin bir parçası olmak isteği hissettim. Sıcak ortamı ve cana yakın hocaları ile daha ilk karşılaşmadan zihnimde farklı bir yere yerleşmişti. Her bölüme ÇAP yapabilme imkânı olması ise benim gibi “Oku oku yetmez” diyen bir kişi için çok cazip gelmişti.

O senenin Eylül ayında İletişim Sanatları (Reklamcılık) Bölümü öğrencisi olarak Kültür'e başladım. Dopdolu bir ilk senenin sonunda okulun bize sağladığı eğitimi görünce “Bir bölüm daha okumalıyım” diyerek İletişim Tasarım (Grafik Tasarım) Bölümü için ÇAP başvurusu yaptım. Programa kabul edildim ve böylece 2015 Eylül'de iki bölümü birden okumaya başladım.

Çok zorlandığım, “Artık bu kadar, bırakıyorum!” dediğim anlarda bile devam etmem için yanımda ya bir hocamı ya bir arkadaşımı buldum. Bir aile olarak birbirimizi destekledik ve birbirimize duyduğumuz sevgimiz sürekli büyüyüp güçlendi.

2018 yılında İletişim Sanatları Bölümü’nden dereceyle, 2019 yılında ise İletişim Tasarım Bölümü’nden mezun oldum. Şu an ise bir sosyal medya ajansında grafik tasarımcı olarak çalışıyorum. Daha önce yaptığım stajlar dışında iş deneyimi olmayan biri olarak işe girmemde en büyük etken okul zamanı yaptığım projelerle oluşturduğum portfolyom oldu.

Şimdi arkama dönüp baktığımda katıldığım kulüplerde, ders aralarında arkadaşlarımla ettiğim sohbetlerde, bir akşamüstü bir hocamla dertleşirken, gerginlikle dolu sunum anlarında, koskoca amfiyi kahkahalara boğan derslerde ne çok anı ve dostluk biriktirmişim.

Ben Kültür'le büyüdüm, onunla yaşadığım deneyimler ile bu ana geldim. Kaç yaşına gelirsem geleyim benim için her zaman ayrı bir yere sahip olacak. Her zaman dönüp dolaşıp beni bulacak ve yüzümdeki tebessümün sahibi olacak.